Kadın ve erkeklerin en büyük problemlerinden biri de göbek bölgesinde biriken yağlar. Daha güzel ve estetik bir görüntüye kavuşmak için bu bölgedeki yağlardan kurtulmak oldukça önemli. İşin sıkıntılı tarafı, göbek yağları eritilmesi en zor bölgelerden biri ama elbette imkânsız değil. Herbalife Nutrition Global Sporcu Performansı ve Fitness Eğitimlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Samantha Clayton, göbek bölgesindeki yağlardan kurtulmanın yollarını şöyle sıraladı:
Aktif olmak için zaman yaratın
Her ne kadar gevşek bir karından kurtulmanız mümkün olmasa da, genel anlamda egzersizin faydalarını göz ardı etmemelisiniz. Her gün fiziksel aktiviteye zaman ayırırsanız, kısa zamanda vücudunuzda genel bir sıkılaşma olduğunu fark edeceksiniz. Eminim daha önce defalarca duymuşsunuzdur: aktif bir yaşam sürdürmek ve fiziksel olarak formda olmak, günlük yaşamda maruz kaldığınız stresi de azaltmanın mükemmel bir yoludur.
Nefes egzersizleri yapın
Burnunuzdan nefes alıp karnınızı şişirdikten sonra ağızdan vermek suretiyle bilinçli nefes alıp vermek için egzersizler yapın. Çalışmaya ara verip, 5-10 defa bilinçli nefes aldığınızda zihniniz rahatlar ve yenilendiğinizi hissedersiniz. Stresin sizi esir alıp gün sonunda bitkin düşmenize yol açmasına izin vermeyin. Bu nefes tekniğini aklınıza geldikçe uygulayın. Vücudunuzla ve nasıl görünmesini istediğinizle ilgili düşünmeye zaman ayırın. Bu bilinçli teknik, kurabiye yemekten vazgeçip spor salonuna gitmeye karar vermeniz için size yardımcı olabilir.
Sağlıksız beslenmeden hareketsiz yaşam tarzına; sigaradan fazla kiloya; diyabetten yüksek kolesterol ve hipertansiyon gibi risk faktörlerine dek birçok etken kalp hastalıklarına neden oluyor. Dünyada ve ülkemizde ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alan kalp ve damar hastalıklarının gençlerde de giderek yaygınlaştığını belirten Acıbadem Maslak Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ender Semiz, bazı basit uygulamalarla kalp hastalıklarına karşı önlem alınabileceğini vurguluyor. Prof. Dr. Ender Semiz, 29 Eylül Dünya Kalp Günü kapsamında yaptığı açıklamada kalbimizi korumamızı sağlayacak 10 önlemi anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Sebze, meyve ve tam tahıllı
ürünler tüketin; bakliyat ve balık ağırlıklı beslenmeye öncelik verin. Yapılan
çalışmalar; Akdeniz diyetinin ölüm riskini azalttığını gösteriyor. Fast-food yiyeceklerden,
salam, sosis ve sucuk gibi işlenmiş ürünlerden, trans ya da doymuş yağlardan,
rafine karbonhidrat diye bilinen basit şekerlerden ve gazlı ya da gazsız tatlandırılmış
içeceklerden uzak durun. Bu içeceklerin günde bir kez tüketilmesi bile diyabet
riskini yüzde 20 artırıyor.
Egzersizi
ihmal etmeyin
Düzenli fiziksel aktivite, kalp ve damar
sağlığını koruma ve geliştirme açısından temel bir yaşam biçimi olmalı.
Fiziksel egzersiz kalp ve damar hastalığı riskini azaltıyor. Haftada en az 150
dakika orta derecede ya da en az 75 dakika ileri seviyede fiziksel aktivitede
bulunun.
Sigaradan
uzak durun
Kalp hastalığına bağlı her üç ölümden
yaklaşık biri sigara kullanımından ya da pasif sigara içiminden kaynaklanıyor.
Yapılan çalışmalar, elektronik sigaraların masum olmadığını, klasik sigara
içiminde görülen riskleri barındırdığını gösteriyor.
İdeal
kilonuzu sağlayın
Fazla kilonun; diyabet
hastalığı, kan yağlarında yükseklik, kan basıncı yüksekliği ve sonunda kalp
damar hastalığına yol açmasından dolayı ideal kiloya inmek çok önemli. Obezite
sorunu hareketsizlik ve kötü beslenme alışkanlıkları nedeniyle ülkemizde çocuklar ve gençler arasında da giderek yaygınlaşıyor.
Tuz
tüketimini kısıtlayın
Kardiyoloji
Uzmanı Prof. Dr. Ender Semiz “30-80
yaşlarındaki kan basıncı yüksek olan yetişkinlerde tuz tüketiminin günde 1 gr
azaltılmasının, büyük kan basıncı değerini 3-4 mmHg düşüreceği, dolayısı ile
kalp ve damar hastalığı riskini azaltacağı bilinmektedir. Tuz tüketimini
azaltmanın en pratik yolu, masaya tuzluğu koymamaktır. Yemek pişerken tencereye
eklenen az miktardaki tuz ile salçadaki, ekmekteki ya da sebzelerdeki doğal tuz
vücut gereksinimimizi karşılayacaktır” diyor.
Uyku
düzenini sağlayın
Altı saatten kısa süreli ya da kalitesi
düşük uyku kan basıncını yükseltiyor; dolayısıyla kalp ve damar hastalıklarına
zemin hazırlıyor. Çok uzun uyku süresi de kalp hastalığı riskini artırıyor. Bu
nedenle uyku düzeninizi sağlamaya özen gösterin.
Stres
yönetimini iyi yapın
Psikososyal iş stresi ve iş kaybına
yönelik endişeler ile depresyon, huzursuzluk ve öfke gibi ruhsal durumlar, kalp
hastalıkları riskini ve kalp hastalıklarına bağlı ölüm riskini artırıyor. Bununla
birlikte özel ve sosyal yaşama ait sıkıntılar da kalp sağlığını tehdit ediyor.
Bu nedenle stres yönetiminin akılcı bir yaklaşımla çok iyi yapılıp, bu sıkıntıların
bertaraf edilmesi -en azından etkilerinin en aza indirilmesi- gerekiyor.
Sosyal
olun
Küçük çevre, yalnızlık ve zayıf ruhsal
destek kalp hastalığı riskini artırıyor. Toplumsal ilişkiler ile ölüm riskinin
bağlantısını araştıran büyük çaplı 148 araştırmanın sonucu; kötü ve yetersiz
sosyal ilişkilere kıyasla, yeterli ve sağlıklı sosyal ilişkilerin sağ kalım
sürelerini yüzde 50 artırdığını gösteriyor.
Kalp
sağlığına yönelik “check-up” programlarını önemseyin
Özellikle sizde, damar sertliğinin
artmasına yol açan diyabet hastalığı, hipertansiyon, kolesterol ya da
trigliserid yağlarının yüksekliği gibi sorunlardan birisi ya da birkaçı,
ailenizde genç yaşta kalp krizi ya da felç geçiren yakınlarınız varsa, sigara
kullanıyorsanız, orta yaşı da geçtiyseniz; düzenli olarak yıllık kalp
kontrollerinizin yapılması gerekiyor.
İlaçlarınızı
düzenli kullanın
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ender Semiz “Özellikle kan sulandırıcı, kolesterol düşürücü ya da
tansiyon düşürücü ilaç kullanıyorsanız, doktorunuza sormadan kesinlikle
ilaçlarınızı kesmeyin, doz değişikliği yapmayın ve ilaçlarınızı zamanında alın!
Canlı hücre duvarının önemli yapıtaşlarından biri ve tüm hormonların ana
maddesi olan kolesterol, elbette canlı yaşamı için gereklidir ama bir yere
kadar. Fazlası ya da yüksek riskli kişilerde ilaçlarla kolesterolün belirli
seviyelerin altına çekilmemesi, kalp krizi ve felç başta olmak üzere, kalp
damar hastalıklarına ciddi olarak davetiye çıkarmaktadır” diyor.
Kahve, geleneklerimizin en keyiflilerinin başında geliyor. Misafir geldiğinde, misafir gidildiğinde, aile ve arkadaş toplantılarında, bayramlarda, evliliğe ilk adımın o en heyecanlı gününde veya baş başa yapılacak keyifli bir sohbette ilk akla gelen Türk Kahvesi oluyor. Karaca da “Hatır” ile o en özel anlara eşlik ediyor.
Hayata geçirdiği inovatif, pratik ve kullanışlı ürünleriyle beğeni toplayan Karaca; ev aletleri konusundaki uzun yıllara dayanan tecrübesiyle yenilikçi ve konforlu bir dünyanın kapılarını açıyor. Karaca, Türk Kahvesi severlere “Hatır”ı sunuyor.
Tek el ile ergonomik ve rahat bir kullanım sunan Hatır, küçük boyutu ile mutfakta ve ya ofislerde yer kaplamıyor ve cezve üzerinde bulunan çift akış ağzı sayesinde sağ veya sol elini kullananlar için kolay kullanım sunuyor. Tek tuşla kolay kullanım sağlıyor ve rahatça temizlenebiliyor. Taşmayı önleyici sensöre sahip Hatır, otomatik kapanma özelliğiyle güvenlik konusunda tam not alıyor.
Sıvıyı yükseltme-alçaltma tekniği ile taşırmadan otomatik olarak kahve pişirmesi ve sonuç olarak daha leziz bir kahve tadı oluşturması Hatır’ı benzerlerinden ayrıştırıyor. Kalabalık misafirler ağırlanırken en büyük yardımcısı olacak kahve makinesi kahveyi ideal ısıda pişirerek kısa sürede servise hazır hale getiriyor. Tek seferde 5 fincana kadar kahve yapma olanağı sunan Hatır’da cezvenin ergonomik yapısı sayesinde oluşan köpük her fincana eşit olarak dağılıyor. Hatır’ın rosegold, antrasit,krem,mor ve sarı renkleri bulunuyor.
Misafirler keyifle ağırlanırken mutfaktaki en büyük yardımcılardan Hatır ile en güzel anlar paylaştıkça hatırlanıyor.
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin, Avrupa Birliği
tarafından Sivil Toplum Diyaloğu V Programı kapsamında finanse edilen ve Avrupa
Pestisit Eylem Ağı (PAN Europe) ortaklığında yürüttüğü “Zehirsiz Sofralar”
projesi Nisan 2019’da başladı. Buğday Derneği, bir yıl sürecek proje ile
pestisitlerin olumsuz etkileri ve pestisitlere alternatif yöntemler hakkında
üretici ve tüketicilerde farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Bu amaçlara ulaşmak
için de bir sivil toplum ağı kurulmasına ön ayak olmayı, pek çok bilgilendirici
materyalin olduğu bir web sitesi hazırlamayı ve oldukça kapsamlı bir kampanya
yürütülmesini hedefliyor.
Kurulmakta olan Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı, çalışma
alanları gıda güvenliği ile kesişen, daha az pestisit kullanımı ve alternatif
tarım ve mücadele yöntemlerinin yaygınlaştırılması için savunuculuk yapacak,
farklı alanlardan sivil toplum örgütleri ve sivil girişimleri bir araya
getiriyor. Bu ağın birlikte hareket etmesi, sivil aktörlerin seslerinin daha
güçlü çıkmasını, bilgi ve deneyimlerin paylaşılmasını ve daha etkin bir kampanya
yürütülmesini sağlayacak.
Zehirsiz Sofralar birlikte mümkün!
Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı’nın ilk aşama toplantıları, 16
Mayıs 2019 tarihinde İzmir’de, 11 Haziran 2019 tarihinde İstanbul’da ve 13
Haziran 2019 tarihinde Ankara’da gerçekleşti.
Toplantılara toplam 68 sivil toplum örgütü ve sivil girişimi
temsilen 123 kişi katıldı. Toplantılara katılamayan, ama ağa katılma talebini
iletenlerle birlikte Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı’nda tüketici hakları,
sağlık, tarım, gıda, ekolojik yaşam, doğa koruma ve çevre gibi farklı alanlarda
uzmanlaşmış 85 STK ve inisiyatif bulunuyor.
Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı’nın ilk aşama toplantılarında
ağın yapısı, işleyişi ve çalışma alanları tartışıldı; ağın, kısa, orta ve uzun
vadeli hedefler belirleyerek hareket etmesi karara bağlandı ve ağa ait bir
Yürütme Kurulu oluşturuldu. Paydaşların sorumluluk alanları tanımlandı ve
Zehirsiz Sofralar Projesi hakkında görüş alışverişi yapıldı.
Kalıcı olması hedeflenen Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı’nın
Eylül ayına kadar kuruluş aşamasını tamamlaması ve Kasım ayında pestisit
kullanımının azaltılması ve alternatif yöntemlerin geliştirilmesi ile ilgili
ortak bir kampanyaya başlaması hedefleniyor. Pestisitlerin zararları ve
pestisitlere alternatif yöntemlerle ilgili Kasım ayında uluslararası bir
konferans gerçekleştirilmesi planlanıyor ve aynı konularla ilgili Kasım ayında
açılmak üzere kapsamlı bir web sitesi hazırlanıyor.
Pestisitlere karşı bir sivil toplum ağına neden ihtiyacımız var?
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Koordinasyon Kurulu
Üyesi Oya Ayman’a göre, pestisitlerin etkileri konusunda daha fazla araştırma
yapılmasına, kamuoyunun bilgilendirilmesine ve pestisit kullanımı azaltılırken,
doğa dostu alternatif mücadele yöntemlerinin yaygınlaştırılması konusunda daha
fazla işbirliği yapılmasına ihtiyacımız var. Ayman, ağın önemini; “Zehirsiz
Sofralar STK Ağı, konunun farklı yönleriyle bütüncül bir şekilde ele
alınmasını, bilgi ve deneyimlerin paylaşılmasını, sivil aktörlerin etkin bir
kampanya yürüterek karar vericilerin harekete geçmesi için sesini daha güçlü
duyurmasını sağlayacak” sözleriyle ifade ediyor.
Tarım ve gıdanın hayatın merkezinde yer aldığını belirten
Greenpeace Akdeniz Gıda ve Tarım Proje Sorumlusu Berkan Özyer, Zehirsiz
Sofralar Sivil Toplum Ağı’nda olma nedenlerini şöyle açıklıyor: “Gıdanın
tohumdan sofraya uzanan yolculuğu, insan haklarından iklim değişikliğine,
adaletten toplumsal refaha, biyoçeşitlilikten kaynak tüketimine kadar hayatın
her noktasına temas ediyor. Kökten değişmesi gereken çökmüş bir gıda sistemi
var karşımızda. Bu yüzden tarım ve gıda üzerine çalışan, bu konuya ilgi duyan
herkesin bir araya gelmesi, kendi uzmanlığını ortaya koyması çok önemli.
Greenpeace Akdeniz olarak biz de elini taşın altına koyan her aktörle bir araya
gelip ortak akılla sorunların teşhisini yapmak ve çözüm önerileri oluşturmak
için bu ağı benzersiz bir önemde görüyoruz.”
Zehirsiz Sofralar Projesi Danışmanı Gıda Mühendisi Bülent Şık,
Sivil Toplum Ağı’nın önemini şu şekilde açıklıyor: “Gıda güvenliği bir gıda maddesinin
sağlığa uygun olmasını sağlamak için yapılan çalışmalar bütünüdür. Bu amaçla
özünde kamusal nitelik taşıyan çeşitli çalışmalar yapılır. Kamusal çalışmaların
sağlıklı yürütülmesi ise ancak yurttaşların da bu çalışmalara dâhil
olabilmeleri ile mümkündür. Böylece yurttaşların bilgiye erişim haklarını
kullanabilmeleri ve kamusal çalışmalardaki belirsizliklere ve yetersizliklere
doğrudan müdahil olabilmeleri sağlanacaktır. Bu yapılabildiği ölçüde de
yaşadığımız hayata dair bilgi ve becerimizin artacağı ve politik süreçlere
müdahil olma imkânlarımızın çoğalacağı söylenebilir. Bu bağlamda çeşitli örgüt,
yapı ve inisiyatifin gıdalardaki pestisit kalıntıları gibi önemli bir konuda
kamuoyu farkındalığı yaratma ve tarımda pestisit kullanımını sonlandırma amacı
ile bir araya gelerek “Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı” kurmasını çok önemli
buluyorum.”
Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı’nda yer alan kurumlar:
350 Ankara
Afşar Balam Kadın Kooperatifi
Agrida Tarım ve Turizm Derneği
Akdeniz Koruma Derneği
Anadolu Kalkınma Derneği
Ankara Organik Üreticileri ve Müteşebbisleri Derneği
Antalya Gıda Topluluğu
Atölye Deneme Sanat ve Ekolojik Çalışmalar Derneği
Bağlıca Eğitim Çevre Dayanışma Derneği
Bardacık Gıda Topluluğu
Başka Bir Okul Mümkün Kooperatifi Renkli Orman Okulları- BBOM
Beşiktaş Kooperatifi Girişimi
BİTOT Gıda Topluluğu
Biyolojik ve Biyoteknik Mücadele Ürünleri Üreticileri ve
Tedarikçileri Derneği – BİOTED
Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği
Bütün Çocuklar Bizim Derneği
Çankırı Eldivan Kadın Kooperatifi
Çekirdek Türetici
Çevre ve Arı Koruma Derneği – Çarık Derneği
Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı – ÇEKÜL
Çevreci Enerji Derneği
Çukurova İnsan Tohum ve Toprak Atölyeleri – ÇİTTA
Çukurova Organik Tarım Derneği
Demeter Tarım Derneği
Doğa Derneği
Doğa Koruma Merkezi
Doğal Besin, Bilinçli Beslenme Ağı – DBB
Doğal Yaşam Derneği
Doğu Anadolu Tarımsal Üreticiler ve Besiciler Derneği
Dört Mevsim Ekolojik Yaşam Derneği
Ege İhracatçı Birlikleri – EİB
Eko Harita
EKOLOG Ekolojik Girişimciler ve Gönüllüler Derneği
Ekoloji Kolektifi
Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği – ETO
Ekolojik Yaşam Derneği – EKODER
Erzurum Organik Güvenilir Gıda Üreticileri Derneği
Gastronomi ve Turizm Derneği
Gediz Ekoloji Topluluğu
Good4Trust
Greenpeace Akdeniz
Güneşköy Kooperatifi
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği- HASUDER
Homeros Gıda Topluluğu
İstanbul Permakültür Kolektifi
İşletme Kooperatifi Organik Üreticileri
Kanserle Dans Derneği
Kanserli Çocuklara Umut Vakfı- KAÇUV
Kapadokya Organik Tarım Üreticileri Birliği Derneği
Kars Doğal Ürün Yetiştiricileri Derneği
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği
Kendin Olma Cesaretini Bul Platformu
Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği
Kocaeli Ekolojik Yaşam Derneği
Konya Organik Tarım Derneği
Koruyucu Tarım Derneği
Kozmetik Üretici ve Araştırmacıları Derneği
Kuzey Ormanları Savunması
Ne Yersen O’sun
Organik Üreticiler ve Sanayiciler Derneği – ORGÜDER
Originn Gıda Topluluğu
S.S. Temiz Hasat Tüketim Kooperatifi
Sağlık ve Çevre İttifakı (Health and Environment Alliance) – HEAL
Silivri Çevre Derneği
Sürdürülebilir Yaşam Derneği
Tarım Ekonomisi Derneği
Tarım ve Gıda Etiği Derneği
Tarımsal Ürün Kontrol ve Sertifikasyon Kuruluşları Derneği –
KSKDER
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube
Tüketici Birliği Federasyonu – TBF
Tüketici Dernekleri Federasyonu – TÜDEF
Tüketici Hakları Derneği – THD
Tüketici Örgütleri Federasyonu – TÖF
Tüketiciler Derneği
Tüketiciyi Koruma Derneği – TÜKODER
Türk Kanser Derneği
Türk Toraks Derneği
Türkiye Biyoetik Derneği
Türkiye Biyologlar Derneği
Türkiye Ormancılar Derneği
Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği
Ulupınar Çevre Koruma, Geliştirme ve İşletme Kooperatifi