Dosya

Erzurum Lezzet Keşfi

Erzurum, mutfak zenginliği yanında kış turizmi potansiyeli, doğal güzellikleri ve tarihi geçmişiyle de ülkemizin turizm bağlamındaki yükselen yıldızlarından.

Published

on

Erzurum’da Yediğim Her Şeyin Tadı, Damağımda Kaldı.

Her değişik coğrafya, gündelik yaşamın içinde, insanın önüne yenilikler çıkarabilir; karşımıza seyrek çıkacak güzelliklere dikkat kesilmek gerekiyor. Önüme çıkacak olan sürprizlerin heyacanı ile daha önce bilemediğim  geleneksel tatları  öğrenmeye, öğrendiklerimi paylaşmaya onlan hevesimi de yanıma alarak  düştüm bereketli topraklarda binlerce yıldır üretilen lezzetlerin peşine.

Erzurum mutfağı bugüne kadar ifade edilirken sadece Ayran Aşı, Cağ Kebabı, Kadayıf Dolmasından ibaret olduğu sanılmış. Erzurum bir lezzet şehri olarak adlandırılabilir oysa. Bu şehirde yediğiniz yemeklerin tatlarının birbirine benzemediğini göreceksiniz. Tatlısından tuzlusuna tüm yemekleri ayrı bir sanat eseri. Yediğim her şeyin tadı, damağımda kaldı.

Neler mi yedik?

Erzurumda Cağ Kebabı yapanların lezzet ustalığı tartışılmaz derecede kendisini kanıtlamıştır. Bilhassa etteki yağ oranını çok iyi dengelenmiştir. Biz de uçaktan iner inmez sanki bunu kanıtlamak istercesine kendimizi Cağ Kebabında harikalar yaratan mekân Şenyurt’da buluyoruz.

Sonuç mu?

Salaş, lokanta tadında, sokak arasında gerçek bir cağ kebabı deneyimi..

Onca zaman Adana’ya gitmiş ve Adana kebaplarının yanında şalgam suyunu da midye indirmiş biri olarak ayran ve şalgam birlikteliğinin  uyumunu burada keşfetmiş olmam da şaşırtıcı idi. Mutluluk, bir birini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor. Ardı ardına gelen cağ şişlerinin ve içtiğimiz şalgam ve ayran karışımı Erzurum Kokteyilinin midemize verdiği damla damla büyüyen mutluluk hissi ile Erzurum sokaklarına dalıyoruz.

Mutfak zenginliği yanında  kış turizmi potansiyeli, doğal güzellikleri ve tarihi geçmişiyle de ülkemizin turizm bağlamındaki yükselen yıldızlarından. 13. yüzyılın sonlarında inşa edilen Çifte Minareli Medrese, Selçuklu taş işlemeleri ile bezenmiş büyüleyici yapı. Selçuklu medeniyetinin günümüze ulaşan en önemli eserlerinden biri ve aynı zamanda Erzurum’un sembolü. Ve giriş kapısının hemen sağ yanında yer alan ve büyüleyici arslan ve kartal figürlerinden oluşan hayat ağacı kabartması ile Erzurum Yakutiye Medresesi hayranlık uyandırıyor. Cumhuriyet’in temellerinin atıldığı Erzurum Kongresi’nin yapıldığı bina ise hepimize şehirlerin de insanlar gibi hafızalara sahip olduğunu hatırlatıyor. Geçmişle bağımızı kurarak geleceğe taşımamızı sağlayan  Mustafa Kemal ve arkadaşlarını saygıyla anıyoruz.

Erzurum’un Havası Soğuk, Insanı Sıcak, Içten.

Zaten bir yeri farklı kılan da aslında insanı değil midir?

Temelli Kıraathanesi’ne giriyoruz. Kapıdan içeriye girdiğiniz zaman hava bir anda değişiyor. Sıcacık sobanın etrafında toplaşıyoruz girer girmez. Yerlerimize oturunca ikramlar başlıyor. Kavurga mı dersiniz, sobada közlenmiş patates mi, peynir helvası, hele bir de Erzurumu’un civil peyniri yok mu? Sıcacık patateslerin arasına peynirleri yerleştirip bir güzel indiriyoruz mideye. Malum Erzurum çayın da çok içildiği bir yer. Erzurumlu’nun çay içmeden kafasının pası açılmaz derler. Yediklerimizin yanında kıtlama şeker eşliğinde  içtiğimiz çay ise sadece kafamızın  pasını değil kalbimizin de pasını  siliyor. Erzurum âşıkların harman olduğu, türkülerinin ok olup savrulduğu şehir.  Anadolu insanının geninde  vardır türküleri sevmek, türküleri söylemek. Biz de hayranlıkla dinlerken aşıkları  türkülere eşlik ediyoruz zaman zaman.

İnsan Memleketini Niye Sever?

İşte Aşıklar Erzurum’da var oldukça, her söyleyişte Emrah, Köroğlu, Sümmani dizeleri yöre insanın dilinde ve telinde  renk buldukça, bu kültür yaşadıkça yaşatıldıkça seveceksin yaşadığın toprakları. Sözün kısası bu kıraathanede Erzurum ruhunu teneffüs ediyoruz .

Temelli Kırahathanesi’nden dilimizde Sarı Gelin türküsü TAŞHAN’a yol alıyoruz. Erzurum’a özel siyah renkte, yarı kıymetli Oltu taşı özellikle gümüşle birleştiğinde hayranlık uyandırıyor. Malum gastronomi turundayız, burada da ikramlar bitmiyor. Babaanne pastası eşliğinde çaylarımızı da yudumlamayı ihmal etmiyoruz  Oltu taşından yapılmış aksesuarlara bakarken. Tebriz Kapı Sosyal Tesisleri’nde  işlenen bakırları, dokunan kilimlerimleri ve yöresel kumaş ehram ile yapılan giyecekleri inceledikten sonra Erzurum Evleri’ne doğru yola çıkıyoruz.

Mutfaklar, evlerimizin kalbi ve en fazla emek harcanan bölümleri.  Mutfaklarımızı taçlandırdığımız bölüm ise SOFRALAR..

Tarihe ışık tutan Erzurum Evleri’nde kurulan sofralar, Erzurum’u ziyaret edenlerin yoğun ilgisini görüyor. Erzurum Evleri’nde Bar oyunlarıyla başlıyor gecemiz. Dadaş deyince, Erzurum deyince bar geliyor akıllara, kısaca  Bar Erzurum’un  sembolü yiğitlik ve mertliğin de ta kendisidir. Bu arada da Erzurum’un daha önce hiç bir yerde tatmadığım lezzetleri geliyor sırasıyla masaya. Erzurum’un soğuk akşamlarında içinizi ısıtacak Aşotu çorbası ile başlayan lezzet şöleni  Şalgam Dolması, Ekşili Lahana Dolması, Aşmalı Yahni, Tatar Böreği, Bakraç, Kuşburnu Şerbeti ve Muşmula Turşusu gibi özel lezzetlerle devam ederken, tatlılardan Pekmez Helvası ve  Kaz Lokması ile son buluyor.

Son buluyor dedimse de inanmayın. Bir Yaren sohbeti olan Tel Teli yapımı sonrası helvaları da yiyoruz oracıkta. Türküler eşliğinde yapılan tüm bu görsel şölendeki özel amaç birlikte olmak, hayata birlikte göğüs germek, paylaşmak acıyı da tatlıyı da,  hatırlamak,  unutmamak, gelecek kuşaklara aktarmak.

Erzurum’da Çaşırsız Kiler Olmaz

Bildiğiniz üzere bir şehrin geleneksel mutfağını anlamak, anlatmak zor bir iş değil, çok zor bir iştir. Erzurum’un sabahında, kahvaltı sofrası diye adlandırılan lezzet şöleninin ortasına düştüğüm zaman bunu daha iyi anlıyorum. Tırnak paça çorbası ile başlıyor ziyafet. Erzurum’a gidip de ketenin tadına bakmadan dönmek olmaz dedirten kete çeşitleri Tandır Ketesi, Bohça İçli Kete, Yassı Sini Ketesi yanında Dut Çullaması, Çaşır Kavurması, Hurma Tatlısı, Pestil Çullaması, Kavurma ,Tortum Yayla Petek Balı, Karnavas Pekmezi, Göğermiş Peynir, Kuru Kaymak, Ağuz gibi yöreye ait özel lezzetler var. Çaşır otundan yapılan yemekler parmak ısırtan cinsten. Erzurum’da Çaşırsız Kiler olmaz” derler. Çaşır kavrulduktan sonra harika bir lezzet haline geliyor.

Hangi lezzetin tadına bakacağımı şaşırmış bir halde iken sıra dışı bir mutfak kültürüne tanıklılk etmenin de mutluluğunu yaşıyorum.

Yemekten sonra kar üzerinde Cirit gösterisini hayranlıkla izledikten sonra Palandöken Kayak Merkezi’nin zirve noktasına öğle yemeğindeki lezzetleri tatmaya gidiyoruz. Erzurum’da dağların ayaklarınızın altında kaldığı bir mekanda, kış tatili için gelen herkes gibi yorgunluğumu atarken beyaz tepeleri seyrediyorum. Müthiş Erzurum manzarası Erzurum mutfağının tadı damağınızda kalacak eşsiz lezzetleri ile bizleri bekliyor.

Müzeyyen Ablanın elinde hayat bulan lezzetler  Ekşili Çorba, Kesme Aşı Çorbası, Ayva Yahnisi, Patatesli Lahana Dolması, İspir Fasulyesi, Bulgur Pilavı, Gliko, Şalgam Çırtması Turşusu yöresel ekmekler eşliğinde sunuluyor. Ve bence  günün yıldızı Demir Tatlısını bir de kendimiz yapıp yiyince gözlerimizin de içi gülüyor.

Erzurum, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in yaptığı çalışmalarla bulunduğu coğrafyada yeni bir cazibe noktasına dönüşüyor. “Tarihimizin ortak mirası olarak kabul edilen evrensel değerlere sahip kültürel ve doğal varlıklarımızı dünyaya tanıtmak, toplumda evrensel mirasa sahip çıkacak bilinci oluşturmak için yoğun bir çaba içerisindeyiz” diyor Değerli Başkan bizleri yolcu ederken.

Erzurum Bu Yolculukta Tutkularımıza İlham Veren Bir Yer Oldu.

En iyi gastronomi kentleri arasına adını yazdırabilecek nitelikte bir mutfağa sahip olan Erzurum’da bu  enfes lezzetleri yerinde tatmak farklı bir deneyimdi benim için. Bakalım diğer şehirler bana  neler öğretecek

HAYAT HEPİMİZE LEZZET VERSİN

Tüm hakları saklıdır © 2019 Mutfak Magazin