Ent’i kurarken, misafirlerimiz için yemek yemeyi içgüdüsellikten çıkarıp, unutulmaz bir deneyime dönüştüren bir restoran olma anlayışıyla yola çıkmışlar.
Ent’i kurarken, misafirlerimiz için yemek yemeyi içgüdüsellikten
çıkarıp, unutulmaz bir deneyime dönüştüren bir
restoran olma anlayışıyla yola çıkmışlar.
Menümüzde
mevsimin sunduğu en iyi ürünlere yer vermek onlar için çok önemli. Menülerini yaratırken içinde bulundukları coğrafyanın, denizin, toprağın
verdiği ürünleri tüm doğallığı ve tazeliği ile kullanmak temel ilkeleri. Yine aynı ilkeden hareketle, butik Türk şaraplarının
başarılı
örneklerinden yaptığımız seçkiyle şarap menümüzü oluşturuyoruz.
Restoran toplam altı masadan oluşuyor, sadece akşam yemeği servisinde açıklar ve gecede en fazla otuz misafiri ağırlıyorlar. Menüleri altı ve on bir tabaklık tadım menüsü olarak iki farklı seçenekte sunuluyor ve ayrıca vejetaryen misafirleri için on tabaktan oluşan bir tadım menüleri var.Yerel ürünleri modern dünya teknikleriyle harmanlayarak hazırladıkları tabaklarında, beş duyuyu da farklı şekillerde uyararak, konuklarını gastronomik bir yolculuğa çıkarmayı hedefliyorlar.
OD URLA tamamen odun ateşinde eski usül pişirme yöntemleri kullanan, en yakındaki ürünü kullan felsefesini benimsemiş- sadece civar tarlalar ve köylerden, denizlerden ürünler kullanan bir şef restaurantı. Ege ürünlerini modern sunuşlar ile servis ediyor…
OD URLA tamamen odun ateşinde eski usül pişirme yöntemleri kullanan, en yakındaki ürünü kullan felsefesini benimsemiş- sadece civar tarlalar ve köylerden, denizlerden ürünler kullanan bir şef restaurantı. Ege ürünlerini modern sunuşlar ile servis ediyor…
İşin başında İzmir’de yıllarca İtalyan lokantası çalıştıran bir babanın oğlu olan Osman Sezener var. Urla İskele yolu üzerindeki restoranına eski Türkçede ateş anlamına gelen OD adını vermiş. Adın ve konseptin birbiriyle örtüştüğü ender yerlerden birini yaratmış. Böylece Od Urla ismi ortaya çıkmış.
Üç yaşında babasının İtalyan restoranına adım
atan Osman Sezener yemeklerle, mutfakla iç içe büyümüş. Bilkent’te Turizm ve
Otelcilik, ardından New York’ta aşçılık eğitimi almış. Bir süre yurtdışında ve
İstanbul’da farklı restoranlarda çalıştıktan sonra İzmir’e dönüp babasına ait
Ristorante Pizzeria Venedik’in mutfağının başına geçmiş.
Bir yıl kadar önce de Urla’da aile zeytinliği
ve yazlık evinin olduğu arazi üstünde restoran açmaya karar vermiş, iyi bir
mimar olarak eşi Ecem Sezener de iç tasarım ve dekorasyonu üstlenmiş…
OD’da tüm yemekler bölgede yetişen taze ve
mevsiminde ürünlerle yapılıyor.
Ortasındaki koskocaman açık mutfak, etrafında
onlarca yüksek sandalye, yüksek tavandan sarkan modern aydınlatmalar, her
detayı düşünülmüş bir dekorasyon insanda büyük bir merak uyandırıyor.
Öncelikle menü mekanı canlı tutmak adına her
ay değişiyor. Onun dışında menü; Tadım Menüsü ve Paylaşımlık Menü olarak ikiye
ayrılıyor. Menüdeki “Soğuklar” bölümünden “şeker domates- beyaz peynir ve külde
ceviz”, “karides-nareciye-antep fıstık” ve “köz biber-isli yoğurt-biberiye””
özellikle önerilir.
Od Urla’nın menüsündeki “Sıcaklar” bölümünden
ise “ayı mantarı-izmir dolumu-arpa şehriye” ve “istiridye mantarı-arapsaçı-lavaş”ı
tavsiye ederiz.
Ev yapımı fındık dondurması, fındık kreması ve
fındıklardan oluşan 3 Fındık tatlısı, “Nar
karamel-çikolata-zeytinyağ-deniztuzu” ve “Arapsaçı dondurma-kıl
biber-limon” tatlıları da yaratıcılığın zirvesi.
Od Urla’da “butik peynirler” bölümünde Miralem
ürünleri, Canruba, Tarzı Siyah, Aşiran gibi Batı Anadolu peynirleri var.
Tadım menüsü fırından yeni çıkmış ekşi maya ekmek, zeytinyağı ve Ege denizi tuzuyla başlıyor; arapsaçlı acı biberli limonlu dondurma ve karamelize narlı, deniz tuzu, çikolata, zeytin ve zeytinyağı crumble ile yapılan tatlıyla sona eriyor.
Menüde 10 çeşit var, her biri çok lezzetli ancak özellikle dördü damakta unutulmaz tat bırakıyor.
Ege tarhanası ve karides kabuklu sos, fırında cibez otu ve çıtır kadayıfla sunulan odun ateşinde kızarmış Özbek köyü karidesleri, humus, İzmir simidi, sülünez, şarap soslu közde çok az pişmiş yerli kalamar, sıcak lavaş üzerinde karamelize soğanlı dana kuyruk, firik püresi, kestane kebap ve mesir macunu soslu ızgara bonfile unutulmazlar arasında.
Ayrıca Od Urla Pazartesi- Salı kapalı diğer günler açık. Web sitesine buradan ulaşabilirsiniz.
Mürver,
restoran içinde sürekli yanan odun ateşi, yaratıcı, rahat, çağdaş, paylaşarak
yenebilecek yemekleri, bol kahkahanın yanında kadeh seslerinin hakim olduğu iç
alan ve tarihi yarımada manzaralı muhteşem terası ile Novotel İstanbul Bosphorus’un
en üst katında açıldı.
Nero
Picasso mermer kullanılarak tasarlanan etkileyici açık mutfak tezgâhında, şef
ile içiçe, canlı ateş sıcaklığını hissederek özel tabaklar eşliğinde, eşsiz bir
tecrübe yaşanabiliyor. Canlı DJ performansının da olacağı restoranda,
hareketli, rahat, ferah kullanıma sahip iç ve dış barlar bulunuyor. Odak
noktası Türk şaraplarında olan yerli, yabancı zengin seçenekleri bulunan şarap,
rakı ve kokteyl menüleri ve ayaküstü atıştırmalıklarla, iş çıkışı, öğle arası,
yemek öncesi veya sonrası için rahatlatıcı, eğlenceli bir bar deneyimi sunuyor.
Yaratıcı,
çağdaş ve rahat bir mekan olarak yaratılan Mürver’in tasarımında ahşap, mermer,
kara saç gibi doğal malzemeler tercih edilmiştir. Topkapı Sarayı ve deniz
manzaralı açık hava terasında, keyifli bir pergola sistemi kurgulanmıştır.
Mürver Restaurant Yiyecek
Menüsü
Mürver’in
mutfağında canlı açık ateş ve tütsüleme dahil, ateş ile farklı pişirme teknikleri
öne çıkıyor. Menüsünde, Anadolu’dan yerel üreticilerden mevsimine uygun alınan
ürünler ile odun fırınında veya odun ızgarasında pişmiş, mangalın üstünde
asılarak dinlendirilmiş, tütsü fırınında tütsülenmiş yemekler, sürdürülebilir
deniz ürünleri, el yapımı kurutulmuş dinlendirilmiş etler, sucuklar, sosislerin
yanı sıra vejetaryenlerin rahatlıkla tercih edebileceği çeşitli yemekler ve
mezeler de bulunuyor.
Vizyoner
“Yeni Anadolu Mutfağı” ile de tanınan Mehmet Gürs’ün danışmanlığı ve Head Chef
Yiğit Öztürk’ün “Türkiye haritasına baktığınızda da yemekler her zaman coğrafya
ile yoğrulmuştur bu bizim geleneksel vazgeçilmezimizdir. Geleneksel yemeğin
değeri orijinaline en yakın itinayı, zahmetli bir ciddiyeti gerektirir. Ürünün
DNA’sının bozulmamalı.” Cümlelerinden de yola çıkılarak menü yerel ve mevsimsel
ürünler kullanılarak hazırlamıştır.
Paylaşımlı
başlangıçlara isli yoğurt, köz sarımsak
ve turşu salatalık ile hazırlanmış kuru cacık; yeşil elma turşu, şeker
domates ve Hibeş ile servis edilen tütselenmiş dana dil; tarçınlı soğan ve
ceviz ile servis edilen ördek topik örnek verilebilir. Ana yemek menüsünden
verilebilecek örnekler ise; katmer içinde dana kuyruğu ile hazırlanan mantı;
Antakya firik, acı komposto ve tuzlu yoğurt ile servis edilen Trakya Kıvırcık,
dökümde balık ve deniz alası. Fırın Sütlaç dondurması ile antep biberli
çikolatası Mürver’e özel tatlılardandır.
Mürver,
farklı öğle ve akşam menüleri ile her yaştan yemek meraklılarının özel ilgi
gösterdikleri bir mekan olduğu kadar, iş yemekleri, grup yemekleri, kutlamalar
ve özel toplantı odası ile de tercih edilebilen bir restoran olarak kapılarını
açtı.
Mürver Restaurant Şarap ve Bar
Menüsü
Mürver’de
gerek balık gerek et gerekse de vejeteryan menülere eşlik edebilecek geniş bir
şarap menüsü bulunuyor. Odak noktası olarak Türk şaraplarının yer aldığı mönüde
yerli ve yabancı şarap seçenekleri mevcut.
Klasik
kokteyllerin yanı sıra, Mürver’e özel birçok kokteyl servis edilmektedir.
Mürver çiçeği, biberiye ve bal ile hazırlanan “Mürver” ile Mürver likörü ile
hazırlanan “Karay” özel kokteyllere örnek olarak verilebilir.
Mehmet Gürs / İstanbul
Yiyecek İçecek Grubu Kurucusu ve Mürver Restaurant Menü ve Restaurant Danışmanı
Mehmet
Gürs, İstanbul Yiyecek İçecek Grubu bünyesindeki, “Mikla” dahil, 19 başarılı
işletmenin şefi ve ortağı olmasının yanı sıra bir çok kişi tarafından,
İstanbul’un çağdaş lokantacılığını başlatan kişi olarak tanınıyor ve yeni
başlattığı vizyoner “Yeni Anadolu Mutfağı” ile de adından söz ettiriyor. Bu
yaklaşımda, geleneksel ve gerçekten “asil” ürünlere saygı ile eski ve yenilikçi
yöntemlerle yarının mutfağını yaratma çabası var. Yıllar boyunca odaklandıkları
yoğun araştırmalar ve yaratıcı prosesler sonucunda, araştırmacı şefler, tam
zamanlı bir Antropolojist, köylüler, anneler ve dedeler ile birlikte, bölgenin
ürünleri, yöntemleri, alışkanlıkları hakkında derin bilgi birikimi ile geniş
bir ağ oluştu. Tüm bu çalışmalar, toprağın gerçek sahipleri ve şehirlerdeki
şefler arasında başarılı bir işbirliği ile sonuçlandı. Ve ödül olarak, Mikla,
2015, 2016 ve 2017’de Dünyanın en iyi 100 lokantalarından biri seçildi.
Mikla ile birlikte, Gürs, rahat aile lokantası zinciri “numnum café & restaurant”, İtalyan lokantası “Trattoria Enzo”, yenilikçi self servis lokantası “Terra Kitchen” ve kahvecilikte yeni sayfa açan “Kronotrop Coffee Bar & Roastery” markalarını da işletiyor. 3. dalga kahvecilikte Türkiye’de lider konumunda yer alan Kronotrop’un kavurma ustaları ve baristaları, son iki senedir Türkiye’yi Dünya şampiyonalarında temsil ediyor. Buzzfeed ise Kronotrop’u ölmeden önce Dünyada görülmesi gereken 25 en iyi kahveci arasında sayıyor.
Yılmaz Öztürk / Mürver
Restaurant Head Chef
Meslek
hayatına 1998 yılında Ankara’da başlayan Yılmaz Öztürk; 1999 – 2007 yılları
arasında Mövenpick Hotel İstanbul, Four Seasons Hotel Sultanahmet gibi
Türkiye’nin önde gelen otellerinin mutfaklarında çalıştı.
Aynı
zamanda üyesi olduğu “Chaine des Rotisseurs”ün, 2004 yılı Genç Aşçılar
Yarışması’nda Gümüş Madalya aldı. 2007 – 2010 yılları arasında Kayra Wine
Academy ve Nars Ilıca’da Mutfak Şefi olarak görev yaptı. 2014 yılında İzmir
Ekonomi Üniversitesi Mutfak Sanatları Fakültesinde eğitmenlik yaptı.
Meslek
hayatı boyunca birçok restorana danışmanlık hizmeti de veren Yılmaz Öztürk;
2012 yılında Alaçatı’da şef ve işletmeci olarak L’Escargot Restaurant’ı kurdu.
2015 senesinde Alaçatı Mancar Restaurant’ın şefliğini yürüttü. Seneler sonra
tekrar İstanbul’a dönerek ön çalışması yaklaşık 1.5 sene süren ve 2017 yılında
açılan; Türkiye’de ilk defa tüm yemeklerin tamamen odun ateşinde piştiği Mürver
Restaurant’ın şefi olan Yılmaz Öztürk’ün Ege ile olan bağı hiçbir zaman sona
ermedi. Hedefi yerel üreticiyi destekleyerek, gerçek ve temiz ürünü en lezzetli
hali ile misafirlerine sunabilmektir.
Çiçek Lokantası’nın sabit bir menüsü yok. Başlıca ürünlerin günleri belli fakat geri kalanlar değişkenlik gösteriyor. Fiziksel bir menü olsa da çoğu zaman benmarinden seçim yapılmaktadır.
Çiçek Lokantası 1968 yılında Ankara’nın Ulus
semtinde kurulmuş olup günümüzde Söğütözü ve Ulus şubeleri ile hizmet
vermektedir. Yarım asırdan daha uzun zamandır hizmet veren Çiçek Lokantası
kendine has bir çok özelliği ve lezzeti bünyesinde barındırmaktadır.Çiçek
Lokantasına girdiğinizde sizleri karşılayan güler yüzlü personelden sonra ilk
dikkat çeken sağınızda ve solunuzda bulunan benmarinler oluyor. Dekorasyonun
şık,yüksek tavanlı, aydınlık ve ferah oluşu, masaların birbirine yakın olmayışı
sizlerin daha güzel ve rahat vakit geçirmesinde büyük rol oynuyor.
Yemekler kesinlikle ikince güne
bırakılmıyor,müşteriye sunulmuyor. Diğer restorandan farklı kılan bir diğer
özellik iste personelin her gün farklı kıyafet giymesi.Hangi gün gittiyseniz o
günün yazılı olduğu gömlekler dikkatinizi çekecektir.Hijyen açısından atılmış
çok büyük bir adım.
Ankara’da Hakkı Tabak’ın kurduğu yarım asırdan
daha uzun zamandır hizmet veren Çiçek Lokantasını babalarının vefatından sonra
oğulları Önder Tabak ve Cengiz Tabak ölümsüzleştirerek Ankara’nın en ünlü
restoranlarından biri olarak akıllara kazımıştır.
Çiçek Lokantası 240 kişilik salonu, 180 kişilik terası ve 3 adet VİP odası ile hizmet vermektedir. Sigara kullanılan ve kullanılmayan alanlara sahip olan Çiçek Lokantası 30 , 14 ve 8 Kişilik VİP odalarında iş yemekleri,toplantılar vb. organizasyonlar için oldukça geniş bir kullanım alanına sahiptir.
Çiçek Lokantası’nın menüsünde çorba, sulu yemekler, ızgara çeşitleri, soğuk meze, tatlı, alkolsüz içecekler ve eşsiz et yemekleri yer almaktadır.
Ankara Tava, Kuzu Kol, İncik ve Dana Roti bünyesinde barındırdığı eşşiz lezzetlerden bazıları. Dana Rotinin hazırlanma süreci bir hayli zahmetli. 1 Hafta süren marine işleminin ardından 5 saatlik bir pişirme seansına giren yemek tavsiyemizdir.
Çiçek Lokantası’nın sabit bir menüsü yok. Başlıca ürünlerin günleri belli fakat geri kalanlar değişkenlik gösteriyor. Fiziksel bir menü olsa da çoğu zaman benmarinden seçim yapılmaktadır.
Yarım asırı aşan bu serüvende nesiller değişse
de lezzet,ustalık,tazelik ve servis kalitesi hiç değişmiyor.