Dosya

Gastronomi Festivalleri Nitelik mi?… Nicelik mi?…

Yeme-içme festivalleri giderek artmakta, artmak da zorundadır. İstatistikler, dünya genelinde festivaller pazarının hacminin, 50 milyar doları aştığını gösteriyor.

Published

on

Son dönemlerde yapılan gastronomik etkinliklerin önemli bir oturum başlığı var: “Gastronomi festivallerinde nitelik mi önemlidir, yoksa  nicelik mi?..”

Kendi görüşümü hemen söylüyorum: Elbette nitelik.

İkinci bir soru: Peki ya gastronomi turizminde bu tür festivallerin önemi var mıdır?

Çok önemli bir konu… Biraz açalım. Gastronomi festivalleri, küreselleşen dünyada, bölgesel kimliklerin oluşturulması, korunması ve geliştirilmesi için en iyi fırsatlardan biri artık. Gerçekleştirildikleri coğrafyalara ekonomik, sosyo-kültürel ve  turistik pazarlama açısından önemli, çok önemli katkılar sağlarlar.

İstatistiklere baktığımızda gastronomi festivallerinin, tüm festivallerin yaklaşık olarak % 30’unu  oluşturduğu ve buna ek olarak dünya genelinde sayılarının gittikçe arttığını görüyoruz.

Bu tür girişimler ülkemizde de nicelik olarak giderek artıyor gerçekten de…

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye genelinde düzenlenen toplam 178 tane gastronomi konulu festival ve şenlik bulunduğu belirlenmiş. Nicelik olarak artış gösterse de nitelik olarak hepsinin arzulanan düzeyde olduğunu söyleyemem ne yazık ki. Daha geniş çapta bir işbirliği ve iş bölümü konusunda daha yerinde kararlarla yola çıkılması şart.

Bu festivaller; ülkemizin kimliğini yansıtan, sahip olduğu sosyal, kültürel ve ekonomik değerlerin tanıtımını sağlayan çok önemli etkinlikler. Mutfağımıza ait değerlerin dünyada hak ettiği yeri alması ve gastronominin ülkemizin ekonomik açıdan getiri sağlayan en önemli sektörlerden biri haline dönüşebilmesi için de festivaller büyük önem taşıyor.

Elbette içerik anlamında nitelikli olanların hiç ziyaret etmediğiniz bir coğrafya hakkında bilgi sahibi olmak, konusunda uzman kişilerin sunumlarını dinleyebilmek ve yeni şeyler öğrenebilmek gibi ufuk açıcı bir çok yönü var. Eğlendirici ve keyif veren bir yanı da var festivallerin. İnsanları mutfak kültürleri ile buluşturmak ve kültürü paylaşmak, tanıtmak adına çok önemli etkinlikler.

NİCELİK PEŞİNDE KOŞANLAR

Ancak bizde hakkıyla yapılmaya çalışılan birkaç festival dışında festivallerin içeriğine baktığımızda, maalesef niteliğin değil niceliğin önde olduğunu söylemek mümkün. Gastronominin popüler olmasını bir fırsat bilip bu işten ticari gelir elde etmeyi amaçlayan, içi bomboş birçok festival yapılıyor. Sadece ünlü, yıldızlı şefin üzerine kurgulanan, içerik anlamında bir kurgusu ve alt metni olmadan hayata geçirilen festivallerin gastronomiye yarardan çok, zarar verdiğini düşünüyorum.

Ülkemizde de bu sınıfa giren, çok ama çok yüksek bütçe harcanan ancak festivalin yapıldığı yere, yerel mutfağa ve esnafa geride hiçbir şey bırakmayan sabun köpüğü birçok festival gerçekleştiriliyor. Ne yazık ki bu işin başında olan ve sektöre yön veren çoğu organizasyon bu konuda çok seçici davranmıyor.

DÜNYADAN ÖRNEK MODELLER

Dünyadaki İtalya, ABD, İspanya, Fransa gibi gastronomi sektörünün ciddi boyutlara ulaştığı örneklere baktığımızda bu konseptteki bir çalışmanın özel olarak kurulan enstitü, vakıf ya da dernek aracılığıyla yürütüldüğünü görüyoruz. Biz de bu metodu örnek almalıyız.  Ayrıca bu çalışmalar kültürü, doğal zenginlikleri ve gastronomiyi bir arada buluşturan festivaller ve etkinliklerle desteklenmeli, kimlikli kentler yaratılmalı.

Bu festivallerin içerikleri de, ülke mutfağımızla yaratılmak istenen gastronomi markası için uygulanan uzun vadeli stratejiler ile paralel olarak ince ince, detaylı ve titiz bir yaklaşımla tasarlanmalı.

Bir  de yurtdışı örneklere bakalım:

Charleston Wine + Food, 13 yıldır Güney Carolina’da Mart ayının  ilk haftası yapılan bir festival. Öncelikleri, Charleston’ın canlılığını ve büyümesini teşvik eden yıllık bir ekonomik enjeksiyon oluşturuyor. Festivale her yıl dünyanın dört bir yanından en iyi aşçılar, şarap üreticileri, yazarlar, hikâye anlatıcıları, zanaatkârlar ve yiyecek meraklıları katılıyor.

2018 yılında  5 gün boyunca ölçülen ekonomik etki 15.3 milyon dolar ekonomik hacim. Ziyaretçiler kişi başına ortalama 978 ABD doları harcamışlar. Katılımcıların yüzde 97’si  bir gece konaklamış. 13.780 kişi şehir dışından… Toplam ziyaretçilerin yüzde 15’ ‘i Charleston’a ilk kez gelmiş.

İngiltere’deki Dorset Yemek Festivali ile ilgili 2014 rakamlarına göre:

• Kente gece konaklama için 20.000, günü birlik de 64.000 ziyaretçi gelmekte…

• 2.5 milyon sterlinlik bir işlem hacmi ortaya çıkmakta…

• 2.000 kişiye ek istihdam sağlanmakta.

İtalya’daki Torino Terra Madre Salone del Gusto Festivali’nde ise 2017 yılında toplam harcama 1.68 milyar Euro olmuş. Bu harcama, 50.000 yeni iş imkânı yaratmış. 2010-2018 döneminde aynı festivalde günlük ortalama harcama kişi başına yaklaşık 109 Euro.

Festival, dünyadaki hemen hemen her tur operatörünün listesinde yer alan dünyanın en önemli gastronomi etkinliklerinden biri. Her iki yılda bir Eylül sonunda düzenlenen bu festivale özel turlar düzenlenmekte ve dünyanın her yanından gastronomi turistleri bölgeye akın etmekte.

TÜRKİYE’DE DURUM

Türkiye’yi merak ediyorsunuz – biliyorum.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilene göre, gastronomi festivali ve şenliklerinin yaklaşık yüzde 10’u İstanbul’da, yüzde 8’i Antalya’da, yüzde 16’sı Afyonkarahisar, Kastamonu, Kocaeli ve Manisa’da, yüzde 12’si de Ankara, Aydın, Konya ve Malatya’da düzenlenmiş ya da düzenlenecek. Geri kalan yüzde 54’lük oran ise 44 şehir arasında paylaşılmış durumda.

Adana Lezzet Festivali | 2019

ADANA 2019’A DAMGASINI VURDU

Son dönemin festival konusunda parlayan yıldızı Adana. Geçtiğimiz yıl “Gelenekselin Gücü Adına” diyen Adana bu yıl “Büyük Akdeniz Şöleni” temasıyla üçüncüsünü gerçekleştirdiği uluslararası Lezzet Festivali’nde örnek bir model sergiledi.

Adana Valisi Mahmut Demirtaş’ın önderliğinde 3 yıl önce lezzet festivali yolculuğunu başlatan Adana, başta Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar olmak üzere, İlçe Belediyeleri, Odalar, Borsa, Sanayi Bölgesi, Akdeniz İhracatçılar Birliği, Türkiye Otelciler Federasyonu, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği, Turist Rehberleri Birliği, Çukurova Turistik Otelciler Birliği ve Mutfak Dostları Derneği, Adana Aşçılar ve Pastacılar Derneği, Çukurova Aşçılar Derneği gibi çok sayıda kurum ve kuruluşun da desteğiyle  bu konuda “marka şehir” olduğunu ilan etmiş oldu.

PAZAR GİDEREK BÜYÜYOR

Yeme-içme festivalleri giderek artmakta, artmak da zorundadır. İstatistikler, dünya genelinde festivaller pazarının hacminin, 50 milyar doları aştığını gösteriyor. Olağanüstü çeşitliliği bulunan zengin mutfağıyla gastronomi turizminin rakipsiz olmaklığı gereken ülkesi Türkiye ise henüz istenilen noktaya varmış değil.

Sektöre yön veren kuruluşların bu konuda seçici olmaların şart.

GASTRONOMİ TURİSTLERİ NE HARCIYOR?

Gastronomi turistlerinin tatilleri boyunca harcadıkları ortalama 945 doların 259 dolarını yeme-içmeye ayırdıkları, diğer turistlerin ise harcadıkları ortalama 837 doların 171 dolarını yeme-içme için kullandıkları biliniyor. Gastronomi turistleri, yeme-içmeye, diğer yabancı turistlerin 1.5 katı daha fazla para harcıyorlar.

Yapılan çalışmalar: niteliği, doğal zenginlikleri ve gastronomiyi bir arada buluşturan festivaller ve etkinliklerle desteklenmeli…

Turizm sektöründe deniz, kum, güneş konsepti aşılalı çok oldu aslında…

¾’lük tempo bitti… 4/4’lüğe geçtik nicedir:

Deniz, kum, güneş, gastronomi…

Tüm hakları saklıdır © 2019 Mutfak Magazin